Karı dır dırı

Kadınlar çok enteresan yaratıklardır, genelde çok konuşurlar ve libidoları düşüktür. Oysa ki biz erkekler için bunlar önemli şeylerdir: kadın çok - ve boş - konuşmasın ve yatakta ateşli olsun. Tabii ki kadınların diğer meziyetlerine de bakarız; mesela akıllı olsun, bakımlı olsun, güzel ve seksi olsun, sadık olsun, saygılı olsun, dedikodu yapmasın vs gibi. Ama bir kadınla beraberken bizi irrite eden en önemli faktör başta bahsettiğim bu ikisidir. Her ne kadar tüm kadınları genellemek doğru olmasa da, sanırım bu konuda toplumlarda genel bir mutabakat oluşmuştur.

Karı dır dırı bir erkek için hakikaten dayanılmazdır. Genelde kadın milleti henüz ilişkinin başındayken çok fazla dır dır yapmaz, çünkü erkeğin buna ifrit olduğunu çok iyi bilir ve onu kafesleyene kadar canını sıkmaz. Sevgili olduktan bir süre sonra, hele hele evlendikten sonra, özellikle de çocuk yaptıktan sonra (bakınız: Çocuk mu? Asla !) kadınların dır dır kat sayısı artar. İlerleyen safhalarda ise erkeğin zıvanadan çıkmasına sebep olur. Evin içinde devamlı söylenen, şikayet eden, hiç bir şeyden memnun olmayan, sevgilisinin ona yeterli ilgiyi göstermediğinden yakınan veya kocasının çocuğa iyi bakmadığını sıkça dile getiren, kısacası ota - boka arıza çıkartan bir kadın haline gelir, içindeki "şeytan" artık dışarı çıkmıştır.

Kadın dır dırının erkekler açısından en rahatsızlık veren sonucu artık sevgilisine veya karısına karşı aşkının bitmesi ve onunla beraber olmak istememesidir. Kadınlar açısından en vahim sonucu ise erkeğinin gözünün ve aklının evinden dışarı, yani diğer kadınlara kaymasıdır. İşte bunun sonucu olarak erkek aldatmaya başlar (bakınız: Erkekler neden aldatır?). Adam, evinde bulamadığı huzuru başka kadınların koynunda - ve bacak arasında - arar. Oysa ki bundan seneler önce tanıştığı o ilk zamanlardaki kadın, şu anda dışarıda aradığı kadınlarla aynı meziyetlere sahiptir. Sorun, o "ilk" kadının geçen yıllar içerisinde hormonal ve duygusal olarak erozyona uğraması ve kendini kaybetmesidir.

Sakın yanlış anlaşılmasın; erkekler asla kadınlara karşı değildir, aksine onlarsız yapamayız. Ama onlarlayken de hayatımızı haybeye zindan ettirmeyiz. Bir erkeğin huzurlu yuva anlayışı sakin ve sessiz bir yuvadır, kavgasız, gürültüsüz bir birliktelik hayal ederiz. Ve bu huzuru bize sağlayan kadına da taparız.