Bu mevzuyu iki ayrı bölümde yazacağım sizlere (bakınız:
Eşim beni aldatıyor - 2), çünkü iki ayrı hikaye var ve bir birleriyle bağlantılı değil. Bu ilk bölümde gerçek bir aldatma vak'asını göreceğiz; nasıl oldu, nasıl gelişti, sonuçta neler oldu? Burada eski eşimle olan olayları az biraz anlatmaya çalışacağım, tabii ki biraz sansürleyerek. Yani bu ilk bölümde gerçek bir "
boynuzlanma" hikayesi dinleyeceksiniz.
Eski eşimle askerden sonra bir arkadaşlarım vasıtası ile tanışmış ve bir kaç sene flört ettikten sonra evlenmiştim. Aslında bu evlilik pek sağlıklı bir evlilik değildi, açıkçası hiç de istemeyerek ama bazı durumlardan dolayı ayıp olmasın diye evlenmiştim. Tabii ki büyük bir hata idi; eğer gerçekten sevmiyorsan ve istemiyorsan evlenmeyeceksin kardeşim, ne gerek var birbirini bağlamaya ve sonradan üzülmeye? Her neyse, asıl mevzuya gelelim.
Aradan geçen acı - tatlı 3-3,5 yılın ardından problemler başlamıştı. Klasik olarak karı dır dırı (bakınız:
Karı dır dırı), her şeyde seni haksız görmek (bakınız:
Erkekler odun mudur?), tatminsizlik, alkol problemi vs derken ilişki iyice çığırından çıkmıştı. Ama asıl hata bendeydi sanırım, maalesef ona aşık olmadığım için gayet serbest bırakmıştım istediğini yapması konusunda; arkadaşlarıyla gezmeye gider, geç saatlere kadar takılırdı. Bir mahsur görmezdim, "
aman canım, her herhalde aldatmaz" derdim, ne de olsa beni çok seviyordu. Amma ve lakin daha sonradan şunu anladım ki kadınını - veya erkeğini - çok boş bırakmayacaksın. Aşırı serbest kalan birinin gözü dışarıdaki erkeklere ve kadınlara kayabiliyor, "
nasılsa evdeki garanti cebimde, ben şimdi onun yanına bir de bu herifi koysam ne olur" diye düşünmeye başlıyorlar. Bir yerde haklılar; sen salaksan o ne yapsın.
Bir gün ex-eşim bana geldi ve dedi ki: "
Kamil, ben biraz kafa dinlemek istiyorum o yüzden tek başıma tatile gideceğim". E peki dedim, nasılsa ona güveniyorum ve nasılsa modern biriyim ya... Gitti de nitekim, bir long weekend yaptı geldi. Daha sonra gittiği yerde çekilen fotoğraflarına baktığımda nedense hep birileri bizimkinin fotoğrafını çekmiş, peki ama makineni her seferinde oradan geçen birine mi verdin de o seni çekti? Bunlar ilk kuşkulanmalarımdı.
Sonra bir gece hesapta kız arkadaşları ile bara içmeye gitmişti ve bir hayli geç ve sarhoş döndü. Bir şey demedim, hala çok modernim ya ! Fakat gecenin bilmem kaçında cep telefonuna bir mesaj geldi, merak ettim ve açtım baktım: "
canım, bu gece seninle öpüşmek, kollarımda olman vs vs harikaydı" diye bir sms (bakınız:
SMS faciası). Yollayan da bir herif ! Aynen numarayı çevirdim ex-eşimin telefonundan, herif "
merhaba aşkım, beni çok mu özledin?" diye açtı telefonu. O sırada açtım ağzımı yumdum gözümü, ana avrat saydırdım ve tehdit ettim "
sen kimin karısına kayıyorsun lan dallama" diye. Ama adam gayet pişkin, bana telefonda nasihat veriyor, neymiş efendim karıma iyi bakacakmışım, o çok narinmiş, onu sevmeliymişim falan filan. Ziker misin yoksa sabaha mı bırakırsın?
O hırsla gidip karıyı kaldırıp ağzına sıçmak vardı ama yapmadım. Gittim bilgisayarı açtım ve herifin adını Google'dan arattım, meğerse kelli felli, evli ve de zengin bir amcaymış. Sonra bilgisayarı biraz daha kurcaladım, ex'in MSN yazışmalarına ulaştım ve aralarındaki tüm chat mesajlarını print ettim. İçlerinde ne fanteziler, ne emmeler ne gömmeler vardı inanamazsınız. Ben tüm delilleri toplayıp belgeledikten sonra oturdum ayyaş ex-karımın uyanmasını bekledim yatağın başında, sinirden küplere binmiş vaziyette. Nihayet uyandı ve ben tüm belge ve bilgilerle karıyı bok ettim, ama o da yüzsüz, banamısın demedi, hala beni suçlamaya devam etti. Evet haklıydı, salak olan bendim dolayısıyla suçlanmayı hak etmiştim. Hatta bi aralar "
acaba çocuk yapsak ilişkiyi kurtarabilir miyiz?" diye düşünen salak ta bendim, belki bebek yaparsak (bakınız:
Çocuk nasıl yapılır?) onu sevebilirim diye düşünüyordum. Meğerse o beni boynuzlamakla meşgulmüş.
Nihayet ayrılmaya karar verdik ve evden ayrıldım. Neyse ki o da kabul etti de ilk celsede anlaşmalı olarak boşandık, ve böylece bu ızdıraptan kurtuldum. Daha doğrusu birinden kurtulup bir diğerine yakalanacaktım, yani yıllar sonra başka bir evliliğe. Ama bu konuyu da bir sonraki bölümde anlatacağım.
Kıssadan hisse; siz siz olun gerçekten sevmiyorsanız evlenmeyin ve eşinizi asla tam serbest bırakmayın... Yoksa karı da olsa erkek de olsa aldatır (bakınız:
Erkekler neden aldatır?).