Spor salonları

Hayatımızın her hangi bir devresinde bir çoğumuz bir spor salonuna yazılmışızdır muhakkak. Genelde eve veya işe yakın olanı seçeriz, böylece ulaşım için çok fazla vakit kaybetmek istemeyiz, hemen evimizin yanında olsun ki rahat gidip gelelim. Ya aldığımız fazla kilolardan kurtulmak ya da fitleşmek için gideriz bu salonlara. Özellikle de pazartesi - salı günleri bir hayli dolu olur bu salonlar çünkü herkes hafta sonu ipin ucunu kaçırmış ve çok yiyip içmiştir, hafta başı olduğunda ise spor salonunda günah çıkarma vakti gelmiştir. Orada bizim gibi koşturan bir sürü insan vardır, nedense herkes o kapalı salonda kalori harcamaktadır. Kan - ter içinde kalmış tipler, tombul adamlar ve kadınlar, vücut yapmış bıçkın delikanlılar ve çeşitli fitness hocaları ile beraber ortak
kullanırız o alanı.

Spor salonlarına giden kadın ve erkeklerin ortak amacı tabii ki kilo vermek veya fitleşmektir. Ama bu ortak amaç dışında bir de şahsi amaçlar vardır. Mesela kadın milleti güzelleşmeye gider oraya; ağırlık hareketleri ve pilates ile poposunu dirileştirmeye, göğüslerini kaldırmaya, belini inceltmeye çalışır. Böylece hem erkeklerin gözüne güzel gözükecek hem de diğer kadınlarla "güzellik" yarışında bir adım öne geçecektir, daha seksi bir vücuda sahip olacaktır, erkekler tarafından daha bir arzulanacaktır. Güzel ve diri vücudu sayesinde tüm kız arkadaşlarına hava atacak ve kıskanılacaktır. Ayrıca, artık seksi Victoria Secret iç çamaşırlarını daha bir gururla giyecektir.

Erkeklerin ise bazı gizli ajandaları olabilir (bakınız: Erkekler neden aldatır?), mesela spor salonunda yeni bir manita avlamak gibi. Düşünsenize bir, spor salonlarına giden orta yaş hatunlar genelde "Umutsuz Ev Kadınları" dır. Kocaları çalışır sabah erkenden işe gider, bunlar da sabah erkenden ev işlerini halledip kendilerini spora atarlar, akşama kadar kocaları eve gelmeyecektir ve dolayısıyla bu tip kadınların pek çok boş vakti olacaktır. Bu ev kadınlarını "avlamaya" giden erkekler için spor salonu bulunmaz bir mekandır. Bu erkekler genelde orta yaş olsa da bazıları genç yaştadır, yani bir jigololuk serüvenine atılmaya çalışırlar.

Spor salonuna gelen "avcı" erkek önce bir mekanı süzer, müsait gözüken ve boşta olan hatunları hemen ayıklar ve onlara odaklanır. Böyle bir hatunun hemen yanındaki koşu bantına çıkar ve yanında koşmaya başlar. Önce nazik bir "günaydın" gelir, sonra da "nasıl ama, burası güzel bir yer değil mi?" gibi zevzek laflar. Burada amaç bir diyalog başlatmak ve "acaba bu karı oltaya gelir mi?" diye test etmektir. Bu ufak diyaloglar bir kaç seans sonrasında artık arkadaşlığa dönüşür, ve bir süre sonra "umutsuz ev kadını" kendisine kur yapan "avcı" erkeğin kollarına kendini bırakacak ve bir yasak ilişki başlayacaktır. Her ne kadar "yasak" olsa dahi bu bir fantezi sayılabilir, yabancı bir erkek veya kadınla yatmak en çok arzulanan seks fantezileri arasında gelmektedir (bakınız: Kadınların Top 10 seks fantezisi).

Sonuç olarak, spor salonuna sadece kilo vermek veya kas yapmak için gidilmez, şansınız iyiyse kendinize bir yatak arkadaşı edinebilirsiniz. Haydi şimdi herkes spora !