Milli olmak

Kim buldu ise "milli olmak" argoda çok enteresan bir terimdir. İlk seks tecrübemizi çok güzel bir biçimde anlatır bu terim, ben çok sever ve kullanırım. Bir çoğumuz ergenlik çağlarımızın sonlarında yaşamışızdır bu tecrübeyi; oğlanlar erkekliğe adım atmıştır, kızlar ise kadınlığa. Hiç birimiz bu ilk cinsel tecrübeyi unutmaz, hafızalarımıza kazınmıştır çünkü çok önemli bir andır o. Eminim sizler de hatırlarsınız ilk yattığınız kızı veya bekaretinizi teslim ettiğiniz adamı, o günkü ve sonrasındaki heyecanı, o anki zevki veya hayal kırıklığını !

Erkekler için çok önemlidir "milli" olmak, ilk mastürbasyon yaptığımız andan itibaren (bakınız: Mastürbasyona devam) mümkün olan en kısa süre içinde bu zevkin gerçeğini tatmak isteriz. Ergenlik çağından itibaren bir an önce biriyle yatmaya bakarız çünkü etrafımızda bir nevi "mahalle baskısı" oluşur. Kimler tarafından mı? Tabii ki mahalledeki veya okuldaki büyük abilerimiz veya babamız tarafından. "Hadi oğlum, artık bir kadınla beraber olma vaktin geldi" der babamız, veya "Ne, sen daha hiç bir karıyla yatmadın mı abicim?" diye sorar o bizden büyük arkadaşlarımız. E tabi bu da üzerinizde bir baskı oluşturur, zamana karşı bir yarış başlar zihninizde ve dürtülerinizde, o yüzden daha fazla dayanamayıp bir genelevde veya sokaktaki bir "paralı asker" de alırsınız soluğu. Size "verecek" bir kız arkadaş arayıp bulmak, onunla muhabbete girmek, ve en sonunda onu yatağa atmak için fazla vaktiniz yoktur (bakınız: Kadını yatağa atmak), "bir an önce milli olayım da kurtulayım üzerimdeki bu baskıdan" diye düşünürsünüz.

Benim yaşlarımdaki pek çok erkek gençliğinde bir fahişe milli olmuştur, ben hariç... Çok şükür ki ilk cinsel beraberliğim bir kız arkadaşım ileydi ve çok zevk almıştım, büyük bir heyecandı bu benim için. Bir sokak kadını ile "açılışı" yapmaya karşı değilim, o anda başka şansınız yok ise yapacak bir şey yok, ama güzel bir tecrübe olmadığından eminim. Oysa ki normal bir kız arkadaş ile milli olmak bambaşka bir duygu, en azından işin içinde biraz sevgi ve ilgi var, hatta belki de aşk var. Oysa ki bir fahişe ile beraber olduğunuz o yarım saatte aranızdaki tek bağ ödediğiniz para ! Üstelik sizin gibi tecrübesiz tıfıl bir delikanlının, o güne kadar "yedikleri" buradan Amerika'ya köprü olabilecek bir hayat kadınının yatağında ne kadar şansınız olabilir ki? Eminim korkudan ve heyecandan ufaklığı bile zor kaldırırsın. Ama normal bir kız ile beraber olmak için yatağa girdiğinde o ufaklık hiç inmeyecek gibidir.

Kızlar açısından milli olmak biraz daha korkutucu veya travmatik olabilir. Küçüklüğünden beri "bekaretini koru !" diye sürekli telkinde bulunulan kız (bakınız: Kız değilsen orospusundur !) kolay kolay bir erkekle cinsel olarak beraber olmaz. Genel olarak bekaretini vermeye "değecek" bir erkek ararlar; ya evlenecekleri bir tip olmalıdır yada ona aşık olmalıdırlar. Bazıları ise bir hata sonucu, mesela aşırı sarhoş oldukları bir gece ne olduğunu tam anlayamadan teslim etmişlerdir kızlıklarını. Her halükarda bekaretini verdiği gece kız açısından biraz sancılı olmuştur, her ne kadar o birleşmeden zevk almış veya almaya çalışmış olsa da muhakkak canı yanmıştır. Bu "acı" yerini yavaş yavaş zevke ve keyfe bırakacaktır ilerideki birleşmelerde, ama şimdilik biraz rahatsızlık vermiştir. Büyük bir ihtimalle kadınlığa geçiş yapan kızlar ilk gecelerinde kızlıklarını verdikleri için pişmanlık duymuş ve belki de ağlamışlardır. Hatta bazıları o geceyi hafızalarından silmek isterler.

Şimdi oturup bir düşünün, o ilk gecenizde neler yaptınız? Nasıl duygular içerisindeydiniz, neler hissettiniz, nerede yaptınız, soyunup yatağa nasıl girdiniz, hangi pozisyonda yaptınız, orgazm oldunuz mu, uzun mu yoksa kısa mı sürdü, korundunuz mu, utandınız mı, ağladınız mı yoksa güldünüz mü? Tüm bunlar tatlı (veya "acı") bir anı olarak kalmıştır muhakkak aklınızda, çünkü benim kaldı.